Ders 2 – Seviye 1 – Günde 1 saat İngilizce

18 Haziran 2020 ile hasan

Bu dersimizde bol bol cümle görecek ve kuracaksınız. Geniş zaman olumlu cümleler üzerine 6 dakikalık bir video izleyecek ve bu konuyla ilgili 2 test çözeceksiniz. Temel kelime çalışmamıza devam ediyoruz. Resimli sesli İngilizce kelimeler 4 ve bununla ilgili test de bu derste. Son olarak yine konuşma-telaffuz çalışmamız var.

Hatırlatmakta fayda var: Bu çalışmalar size kuru kuru dil bilgisi öğretme amacı taşımıyor. Burada kapsanan bilgi toplamda 2 satırı bile bulmaz. Amaç bu bilgiyi kullanabilmek. O sebeple “tamam, ben konuyu anladım; daha fazla dinlememe gerek yok” demeyin. Videoları izlerken her cümlede durdurup tekrar edin.

Temel kavramlara bu derste de değinme ihtiyacı hissettim. Dil öğrenmeye başlarken kesinlikle bilinmesi gereken kavramlar bunlar. Bildiğinizden emin olduklarınızı atlayabilirsiniz ama en azından listeye bir bakın. Bu durumda bu dersi de iki ders sayabilirsiniz.

İçindekiler:


Temel Kavramlar

İngilizce öğrenirken bilmeniz gereken temel kavramları anlatmaya önceki dersimizde başlamıştık. Bu dersimizde de kelime türlerini ele alıyoruz ve temel kavramlar konusunu bitiriyoruz.



İsim nedir? İsmin bebekçe bir tanımı.

Cemil’di ismi bebeğin. Bunu öğrenmesi fazla zaman almamıştı. Cemil dendiğinde bütün gözler kendisine dönüyor, anne kendisine bakarken “Cemil” diyordu. Anladı ki bu Cemil denen şey kendisidir.

“Su” ile tanışma

O berrak sıvının ismini öğrendi sonra. Etrafını çevreleyen anlamsız sesler duvarından düşen ilk tuğlalardan biriydi bu kelime. Su. Her ne zaman bu sesi duysa birileri o berrak sıvıya yöneliyor, onu bir kaptan diğerine boşaltıyor ya da içiyordu.

O sıvıyla bu ses arasında kesin bir bağlantı vardı. Bu belliydi. Bir gün denemeye karar verdi. Ağzını, dudaklarını ve dilini müthiş bir enerjiyle çalıştırıp o tek heceyi atıverdi dışarı: “Bbuuu”. Olmamıştı. Olmamaya da devam etti bir süre. “Bbuuu”, “bbruu”, “şuuuu”, “şuuuu”. Olmamıştı, evet, ama aslında olmuştu. Ne zaman “bu” “bruuu” ya da “şuu” dese birileri o berrak sıvının yanına koşuyor ve hemen ona su getiriyordu.

Ama bu su, su değil!

Sonra bir gün tüm berrak sıvılara “su” denmediğini keşfetti bebek. Annenin sehpanın üzerinde unuttuğu berrak sıvıya saldıran bebek, ağzını dolduran asitli ve şekerli sıvının “su” olmadığını hemen anlamıştı.

Anne de bu keşfi doğrulamış, “O su değil oğlum, gazoz” demişti. Efendim? (www.bebekce.gen.tr) Gazoz. Gazoz. Gaa-zoz. Yarım yanlış olsa da bunu söylemeyi de öğrenmişti bir süre sonra bebek.

İşte o görünüşü aynı ama tadı çok farklı berrak sıvıları ve aslında etrafında bulunan her şeyi temsil eden kelimelerin birer İSİM olduğunu yıllar sonra öğrenecekti bebek.

This image has an empty alt attribute; its file name is Resim1-1024x629.png

Gerçekler dünyasındaki her varlığın kelimeler dünyasında bir karşılığı vardır ve buna isim denir.


Fiil nedir? Fiilin bebekçe bir tanımı.

Büyüklerin su istemek için kendisi gibi “su” demekle yetinmediklerini, bu kelimenin yanına bir de “ver” eklediklerini hayretle gördü bebek. “Su”yu anlamıştı, tamam. Ama “ver” neydi? Büyüklere büyük oldukları için suyun yanında eşantiyon olarak takdim edilen bir şeydir diye düşündü ilkin. Ancak bunun böyle olmadığını kısa süre sonra anladı. O zaman bu ses (ver) ne işe yarıyordu? (www.bebekce.gen.tr)Sonra bunun bir de karşılığı, cevabı olduğunu gördü: “Al”. Ve sonra bunların birer cisim ya da insanı temsil etmediğini, onların hareketlerini ifade ettiğini keşfetti.

al-ver

“Ver” deyince bir hareket, “al” derken başka bir hareket,

“koş” derken bambaşka bir hareket. Demek ki hareketlerin de bir adı vardı.

İnsanların ve canlı cansız diğer varlıkların hareketlerini işlerini, yaptıklarını ya da yapmadıklarını anlatan bu kelimelere FİİL dendiğini yıllar sonra öğrendi bebek.

Gerçekler dünyasındaki her işin, hareketin, oluşun kelimeler dünyasında bir karşılığı vardır ve buna fiil denir.


Sıfat nedir? Sıfatın bebekçe bir tanımı.

Ve bir gün bebek tüm bardakların aynı olmadığını keşfetti. Bazı bardaklar “büyük”, bazıları “küçük”tü. Bazıları “uzun” bazıları “kısa”ydı.

blank

“mavi” bardaklar vardı mesela

blank

ve “kırmızı” bardaklar

İnsanlar da aynı değildi.   Sık sık evde gördüğü Refika Teyze “dedikoducu”ydu mesela, böyle söylüyordu bir gün anne babaya

blank

Tek derdi Şirinleri yemek olan Gargamel’se çok “kötü”ydü.

Etrafındaki cisimleri ve insanları tarif eden bu kelimelere SIFAT (adjective) dendiğini yıllar sonra öğrenecekti bebek.

Görsel Anlatım

Sıfat resimli örnekler

Zarf nedir? Zarfın bebekçe bir tanımı.

Ve bir gün yağmurun her zaman aynı şekilde yağmadığını keşfetti bebek.

Bazen “yavaş” yağıyordu yağmur,

bazen “hızlı”.

Ve annenin kendisine her zaman aynı şekilde bakmadığını…

Bazen “sevinçle” bakıyordu anne kendisine

bazen “hüzünle”.  

Ve bir gün yemeği “çabuk çabuk” yemesini söyledi anne.

İşlerin nasıl, ne şekilde yapıldığını anlatan bu kelimelere ZARF (adverb) dendiğini yıllar sonra öğrenecekti bebek.

İngilizce’de zarf nasıl yapılır?

İngilizce’de zarflar genelde sıfatlardan türetilir. Bunun için “-ly” eki kullanılır. Örnekler:

slowslowly

Turtles move slowly

happyhappily


İngilizce Yer Edatları


The Nedir?



“the” video anlatım



“the” yazılı anlatım

Belirli bir adamdan bahsediyorsak “the man”, herhangi bir adamdan bahsediyorsak “a man” deriz. Buna benzer tanımları daha önce duymuşsunuzdur. Doğru bir tanımdır. “Herhangi bir adam” ifadesini anlamakta zorlanmıyoruz; adamın biri işte. “Yolda bir adam gördüm” cümlesindeki adam tanımadığımız ya da daha önce bahsetmediğimiz bir adam olduğu için “bir adam” diyoruz. Bunun İngilizce karşılığı da “a man”; yani birebir karşılığı. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok, değil mi?
Peki “belirli bir adam” ne demek? Şu cümleye bir bakın: “Adam bugün yine geldi.” Buradaki adam “herhangi bir adam” mıdır? Değildir. Öyle olsa “bir adam” derdik. İşte bütün mesele burada. Bizim dilimizde formül bu: “bir varsa “herhangi bir adam”, yoksa “belirli bir adam”. Ama İngiliz dilinde “a” varsa herhangi bir adam, “the” varsa belirli bir adam. Yani İngilizce’deki “a” kelimesinin Türkçe karşılığı “bir”, “the” kelimesinin karşılığı ise boşluktur. İnanmadıysanız şu örneklere bir bakın:
I saw the man = Adamı gördüm” = “Hani daha önce bahsettiğimiz adam var ya, işte onu gördüm”.
I saw a man = Bir adam gördüm” = “Adamın birini gördüm”.



“the” kelimesini Türkçe karşılığı

Konuyu daha da netleştirmek gerekirse; evet, herkesin merak ettiği sırrı açıklıyorum: “the”, “o, bu” demektir. Bunlardan herhangi birinin işaret sıfatı olarak kullanıldığındaki karşılığıdır. Mesela, “o adam”, “bu ev”. Çok eski İngilizce metinlerde “the” kelimesinin olmadığını ama onun kullanıldığı yerlerde “that” kelimesinin kullanıldığını görmüştüm. Buradan da anlamıştım ki “the”, “that” kelimesinden geliyor. Kısacası “the” basit bir işaret sıfatıdır, anlamı da “o”dur. Türkçe’de bir isimden önce “bir” ifadesi yoksa biz orada bir işaret sıfatı olduğunu varsaydığımız için yani “adam gene geldi” dendiğinde “yahu işte o adam, şu daha önce bahsetmiştik ya, işte o” denmek istediğini zaten anladığımız için “o” demeye gerek görmüyoruz ve bu sebeple “the” kelimesini anlamakta zorlanıyoruz. Buna burada ne gerek var ki diyoruz.

En bilinen örnek de filmlerin sonunda gördüğümüz “the end”. “Endson demek, tamam ama o zaman “the ” kelimesine ne gerek var diyoruz. Anlamamız gereken şu ki İngilizce Türkçe’den farklı bir dil ve bu farklılık sadece kelimelerde değil.



a, an

a” ve “anbir demektir; ama rakam olarak değil, herhangi bir anlamında kullanılır. Aralarında anlamca hiç bir fark yoktur. Bahsettiğimiz herhangi bir şey ya da herhangi bir kişiyse ya da -ve tabi ki tekilse- bu iki kelimeden uygun olanı kullanırız.

Peki ne zaman “a”, ne zaman “an”?

Bu konuda dilimizdeki ulama konusunu göz önünde bulundurmak iyi bir fikir verecektir. Kısaca söylemek gerekirse;



a-an ya da the

Bahsettiğimiz herhangi bir şey ya da kişiyse “a” ya da “an”, belirli bir kişi ya da şeyse “the” kullanırız.

That is the man I was talking to you about = Sana bahsettiğim adam şu. (herhangi bir adam değil yani)

A man at the club was talking about you. = Kulüpte bir adam senden bahsediyordu. (Hangi adam? Belli değil. Adamın biri)

I know the girl = (O) Kızı tanıyorum. (konuşmanın öncesinde bir kızdan bahsedilmiş; bu sözü söyleyen de herhangi bir kızdan değil aynı kızdan bahsettiğini ifade etmek için “the” kullanıyor.)

I saw a beautiful girl today. = Bugün güzel bir kız gördüm. (Kızın biri işte, herhangi bir kız)



a, an, the testleri:


Ders 2

Sesli-resimli kelime çalışması

Bu videoyla ilgili test


Geniş Zaman Olumlu Cümleler Videosu

Videoyu hızlı hızlı izleyip geçerseniz bir faydası olmaz. Cümle yapmanız için verilen kelimelerle kafanızda cümleyi oluşturup videoyu devam ettirin. Cümlenin doğrusunu görünce sesli olarak tekrar edin.




Geniş Zaman Olumlu Cümle Testleri

Yukarıdaki çalışmalara dayalı testler.

Geniş Zaman Olumlu Cümle Testi 1

Geniş Zaman Olumlu Cümle Testi 2


Konuşma-telaffuz çalışması

Geniş Zaman Olumlu Cümleler telaffuz çalışması: 17 cümlelik bir çalışma. Yukarıdaki videoda geçen cümleleri güzel söyleyebilecek misiniz, test edin.